ERDEMLİ İNSAN OLMAK

Yazının Giriş Tarihi: 17.11.2024 12:33
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.11.2024 12:43

Hani insanlar vardır; tasavvufta insan-ı kâmil adını alırlar; kemâle ulaşmış insan. Türkçemizde bu, erdemli insandır; yani faziletlerin bütünüyle kalplerini kuşattığı insanlar.

Bütün insanlar faziletli olarak mı doğarlar? Hiç kimse faziletli olarak doğmaz. Başlangıçta nefsimizin kalbi %100 afetlerle doludur; öfke, kin, kıskançlık, haset, isyan, düşmanlık, iptilâlar, cimrilik, cehalet vs. Bu afetler, Allah'ın emirlerine mutlaka karşı çıkarlar ve Allah’ın yasaklarını mutlaka işlemek isterler. Ruhumuz ise hasletlerle doludur; sevgi, îmân, sekinnet, itaat, cömertlik, ilim vb. Erdemli olmak, nefsimizin kalbine, ruhumuzun hasletlerinin fazilet adıyla yerleştirilmesi ile mümkündür. Bunun adı; nefs tezkiyesidir. Bunun adı; amilüssalihattır yani nefsi ıslah edici ameller.

Her şey Allah’a ulaşmayı dilemek ile başlar. Allah'a ulaşmayı dilediğimizde Allahû Tealâ Rahîm esması ile üzerimize tecelli eder ve hemen arkasından harekete geçer. Gözlerimizdeki hicab-ı mesture, kulaklarımızdaki vakra isimli engelleri kaldırır. Kalbimizdeki idrake mani olan ekinneti alır ve idraki sağlayan ihbatı koyar. Yani Allah bize furkanlar (doğruyu yanlıştan ayırt etme özelliği) verir, bu furkanlarla günahlarımızı da örter.

Kalbimizde bir dizi işlem daha gerçekleştirir ve yaptığımız zikir ile bizi huşû sahibi kılar. Hacet namazı ile talep etmemiz üzerine mürşidimizi bize gösterir, bizi O’na ulaştırır. Bu noktada erdemli miyiz? Hayır, değiliz. Erdemle henüz ilişki kuramadık.

İrşad makamına ulaştığımızda Allah’tan 7 tane nimet alırız. Nefsimiz, nefs tezkiyesine başlar. Bu, erdemin başlangıç noktasıdır. Ruhumuz vücudumuzdan ayrılır ve Allah'a doğru yola çıkar, artık Sıratı Mustakîm üzerindeyiz. Ve fizik vücudumuz da şeytana kul olmaktan kurtulur.

Nefs tezkiyesi adı verilen bir işleve başladık. Ne yapıyoruz? “Allah, Allah, Allah” diye zikir yapıyoruz. Erdem müessesesi, fazl isimli bir nurun kalbimize gelip yerleşmesi ile ortaya çıkar. Allahû Tealâ herkesin erdemli olmasını istiyor. Onun için zikri farz kılmıştır. Nefs tezkiyesinin varlığı sadece bir tek sebebe dayalıdır; zikir. İster sesli zikir yapın, ister sessiz zikir yapın; zikriniz Allah'ın katından mutlaka salâvat ile rahmet, salâvat ile fazl isimli iki grup nuru davet edecektir. Faziletin temelini oluşturan, bu iki grup nurdur:

24/NÛR-21: Ey âmenû olanlar, şeytanın adımlarına tâbî olmayın! Ve kim şeytanın adımlarına tâbî olursa o taktirde (şeytanın adımlarına uyduğu taktirde) muhakkak ki o (şeytan), fuhşu (her çeşit kötülüğü) ve münkeri (inkârı ve Allah’ın yasak ettiklerini) emreder. Ve eğer Allah’ın rahmeti ve fazlı sizin üzerinize olmasaydı (nefsinizin kalbine yerleşmeseydi), içinizden hiçbiri ebediyyen nefsini tezkiye edemezdi. Lâkin Allah, dilediğinin nefsini tezkiye eder. Ve Allah, Sem’î’dir (en iyi işitendir) Alîm’dir (en iyi bilendir).

2/BAKARA-156: Onlar ki, kendilerine bir musîbet isabet ettiği zaman: “Biz muhakkak ki Allah içiniz (O’na ulaşmak ve teslim olmak için yaratıldık) ve muhakkak O’na döneceğiz (ulaşacağız).” derler.

2/BAKARA-157: İşte onlar (dünya hayatında Allah’a mutlaka döneceklerinden emin olanlar) ki Rab’lerinden salâvât ve rahmet onların üzerinedir. İşte onlar, onlar hidayete ermiş olanlardır.

“Biz muhakkak ki Allah için yaratıldık ve biz, mutlaka Allah'a rücû edeceğiz (ruhumuzu mutlaka ölmeden evvel mutlaka Allah’a ulaştıracağız).’ derler. İşte onlar, hidayete erenlerin ta kendileridir. Allah'ın rahmeti ve fazlı, Allah'ın rahmeti ve salâvâtı onların üzerinedir.” diyor Allahû Tealâ.

Nefs tezkiyesinin anahtarı zikirdir. Zikir farz mıdır? Evet farzdır:

73/MUZZEMMİL-8: Ve Rabbinin İsmi'ni zikret ve herşeyden kesilerek O’na ulaş.

Allah'a ulaşmak, faziletli insan olmanın (erdemli insan olmanın) birinci, ilk hedefidir. Nefsiniz 7 kademede tezkiye olduğunda ruhunuz Allah’a geri döner, ulaşır. Nefsinizdeki fazilet birikimi henüz %50’yi biraz aşmıştır. Ruhun tesliminden sonra zikrinizin artışı ile 7 velâyet kademesine ulaşırsınız. Erdemlilik, fenâ, bekâ, zühd, muhsinler makamlarını aştıktan sonra; ulûl’elbâb, ihlâs ve salâh makamlarında oluşur:

1- Ulûl'elbab makamı: Daimî zikrin sahipleri, nefslerini Allah’a teslim etmiş olanlardır. Bu noktada nefsin kalbinde hiç afet kalmaz, %100 faziletler nefsin kalbini doldurur. Nefs 7 mertebe müzeyyen olur; tezyin, edilir, süslenir.

2- İhlâs makamı: Nefsiniz saf, katışıksız olur, 14 kademe müzeyyen olur.

3- Salâh makamı: Erdemliliğin aslî unsuru, o kişinin nefsinin kalbinin 19 defa müzeyyen olmasıdır. Burası insan-ı kâmili oluşturur. İnsan-ı kâmil irşad ehlidir. Onlar her açıdan ferasetin sahipleridir. Onlar, faziletin gerçek sahipleridir.

Öyleyse erdemlilik bir uğraşının neticesinde Allah’ın bize hediye edeceği öyle bir güzelliktir ki; onu yaşayan bilir. Mutluluk mu diyorsunuz? Erdemlilikle mümkündür. Sadece erdemli olan insanlar, erdemlilikleri seviyesinde mutludurlar. Mutluluğu yaşamak, fazileti yaşamaktır. Hepinizin bütün faziletlerin sahibi olmanızı Efendimizin himmetiyle diliyoruz. Sizleri çok ama çok seviyoruz, kalbimizden…

İbrahimlive. com

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.