HER DEVİRDE MÜRŞİD VAR MI?

Yazının Giriş Tarihi: 27.03.2025 11:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 27.03.2025 11:12

Sevgili kardeşlerim, her şeyden evvel sizleri çok ama çok sevdiğimizi söylemek istiyoruz.

Her güzel şey, Allah’a ulaşmayı dilemekle başlar. Sonra sizi bir mürşid ihtiyacı mutlaka kuşatacaktır. İçinizden öyle bir arzu gelir ki; mutlaka tâbî olmak iç dünyanızın temel hedefini teşkil eder. Hacet namazını kılarsınız, Allahû Tealâ mürşidinizi gösterir. İstediğiniz Allah ile hemhal olmaktır, Allah’a ulaşmaktır, Allah’ın evliyası olmaktır ve Allah’a ulaşma dileğinizle mutlak olarak ulaşmak istediğiniz hedefe (irşad makamına) varırsınız.

"De ki: “Eğer siz Allah'ı seviyorsanız, o taktirde bana tâbi olunuz ki Allah da sizi sevsin ve sizin günahlarınızı mağfiret etsin (sevaba çevirsin). Ve Allah "Gafur"dur, "Rahîm"dir.” (Âl-i İmrân-31)

"Ey âmenû olanlar (Allah’a ulaşmayı, teslim olmayı dileyenler); Allah’a karşı takva sahibi olun ve O’na ulaştıracak vesileyi isteyin. Ve O’nun yolunda cihad edin. Umulur ki böylece siz felâha erersiniz." (Mâide-35)

Allah’ın sizin için tayin ettiği mürşidin önünde diz çöküp tövbe ettiğiniz zaman her şeyin bir mânâ kazandığını, her şeyin ve sizin var olmanızın arkasında bir hikmetin gizli olduğunu keşfedersiniz. Yaşamak sizin için bir yükken, bir zülken, öyle bir gün gelir ki o gün yaşamayı çok seversiniz. Allah’ın bütün emirleri doyulmaz zevkleriniz olur. Allah’ın en büyük dost olduğunu anlarsınız. Mutluluğu yaşarsınız, bütün boyutlarıyla mutluluğu…

Her devirde mürşid var mıdır? Peygamber Efendimiz (S.A.V), son nebîdir (Ahzâb-40). O’ndan sonra bir daha peygamber gelmeyecek, ancak Allahû Tealâ irşad müessesesinin kıyâmete kadar devam edeceğini bildiriyor. Her devirde devrin imamı, en üst seviyedeki mürşiddir. Bütün peygamberler, yaşadıkları devrin imamıdır. Peygamberlerin olmadığı dönemlerde ise Allahû Tealâ, kavim resûllerinden birini devrin imamı olarak tayin eder (Secde-24). Devrin imamı hidayete erdirendir; kavim resûlleri ve velî mürşidler ise hidayete vesile olanlardır. Allahû Tealâ, resûllerini kesintisiz olarak her devirde her kavme gönderdiğini ve resûl göndermeden azap etmeyeceğini buyuruyor:
* "Biz, resûllerimizi ardarda (arası kesilmeksizin) gönderdik." (Müminûn-44)
* "Ve andolsun ki Biz, bütün ümmetlerin (milletlerin, kavimlerin) içinde resûl beas ettik (hayata getirdik, vazifeli kıldık)." (Nahl-36)
* "Ve Biz, bir resûl göndermedikçe azap edici olmadık." (İsrâ-15)
* "Hiçbir resûlümüz yoktur ki; Biz, onu kendi kavminin lisanıyla göndermiş olmayalım." (İbrâhîm-4)

14 asır evvel Nebîler Sultanı Peygamber Efendimiz (S.A.V) bütün sahâbeye neleri öğretti? Bakara-151 bunun cevabını veriyor: "Nitekim size, aranızda (görev yapmak üzere), sizden (kendinizden) bir Resûl (Peygamber) gönderdik ki, âyetlerimizi size tilâvet etsin (okuyup açıklasın) ve sizi (nefsinizi) tezkiye (ve tasfiye) etsin, size Kitap’ı (Kur’ân-ı Kerim’i) ve hikmeti öğretsin ve (hikmetin de ötesinde) bilmediğiniz şeyleri öğretsin."

Karşımızda bir öğrenim ve tatbikat müessesesi var. Hiçbir sahâbe, Peygamber Efendimiz (S.A.V) Rahmet-i Rahmân’a kavuştuğunda, “O benim yegâne mürşidimdi, ben O’ndan başkasına tâbî olmam.” demedi. Önce Hz. Ebû Bekir’e, ardından Hz. Ömer’e, sonra Hz. Osman’a ve Hz. Ali’ye tâbî oldular. Onlara “hülefâ-î râşidûn” denir; irşad etme yetkisinin sahibi olan halifeler. Sahâbeden sonra gelen tâbiîn sahâbeye, onlardan sonraki nesiller ise tâbiîne tâbî oldular.

Nebîler Sultanı Peygamber Efendimiz (S.A.V) bu konuda şöyle buyuruyor:
“Benden sonra nebîler gelmeyecek. Nübüvvet benimle sona ermiştir. Ama benden sonra halifeler, imamlar gelecek. Onlara itaat eden bana itaat eder, onlara asi olan bana asi olur.”
“Size ruh verenler gelecek, onları arayıp bulun. Kim zamanın imamına tâbî olmazsa cahiliyet üzere ölür.”
“Benim sünnetime ve benden sonra gelen raşid halifelerin yoluna tâbî olun. Her asırda ümmetimden Allah’a itaat ve hayırda yarışanlar bulunacaktır.”

Mürşide nasıl ulaşılır? Bir mürşide tâbî olan herkes irşaddan faydalanamaz. Faydalanabilmesi, Allah'a ulaşmayı dilemesine bağlıdır. Allah’a ulaşmayı dileyen kişi Allah’tan 12 tane ihsan alır ve zikre başlar. Zikirle kalbine sızan rahmet nurları huşûyu oluşturur. Huşû sahipleri, hacet namazıyla Allah'tan mürşid sorma yetkisinin sahibidir. "(Allah’tan) sabırla ve namazla istiane (özel yardım) isteyin. Ve muhakkak ki o (hacet namazı ile Allah’a ulaştıracak mürşidini sormak), huşû sahibi olanlardan başkasına elbette ağır gelir." (Bakara-45) "Onlar (o huşû sahipleri) ki, Rab’lerine (dünya hayatında) muhakkak mülâki olacaklarına ve (sonunda ölümle) O’na döneceklerine yakîn derecesinde inanırlar." (Bakara-46)

O Yunus ki kendisine 7 defa mürşidi rüyasında görünür. Bir dostluk başlar rüyada. Yunus bunun anlamı konusunda bir fikrin sahibi değildir. Ta ki kıtlık senesi gelene kadar. Yunus, dostlarının tavsiyesi üzerine Hacı Bektaş Velî’nin dergâhına gider ve buğday ister. Hacı Bektaş Velî der ki: “Himmet mi istiyorsun, buğday mı?” Yani: "Allah'ı mı istiyorsun, dünyayı mı?" Yunus buğdayı alır ve yola çıkar. Yarı yolda “Yahu bu Allah’ın sevgili kulu, cömert insan bana bir teklifte bulundu. Neydi bu himmet?” diye kafasına takılır. Geri döner, “Himmet neydi Efendim?” diye sorar. Hacı Bektaş Velî: “Himmet seni güder, sen de çocuklarını güdersin.” deyince Yunus buğdaydan vazgeçer, himmeti ister. O zaman Hacı Bektaş Velî rabıtada durur, der ki: “Anahtarın bende değil, Tapduk Emre’de.” Mürşidine varan Yunus, Tapduk Emre’yi görür görmez, rüyasında 7 defa gördüğü Zat’ın o olduğunu idrak ederek gözyaşlarına boğulur. Tapduk Emre’nin önünde tövbe eder, el alır.

Himmet nedir? İslâm, Allah’a teslim olmak demektir; ruhun, fizik vücudun, nefsin ve iradenin Allah’a teslimi. Böyle bir dizaynda insanların ulaşacakları hedefle kendileri arasında bir köprü olduğunu görüyoruz. Bu köprü mürşiddir. Bir kişiyi bulunduğu sıfır noktasından alan, Allah’a doğru yücelten, Allah’a ulaştırdıktan sonra kemâl derecelerinde olgunlaştıran, yardım edici ışık, yardım edici nur, yardım edici Allahû Tealâ’nın maddî ve manevî nimetleri; hepsi mürşid kanalıyla gelir. Himmet, Allah’ın bir muhteşem ihsanıdır.

Allah’ın sevgilisi olmak istiyorsanız sevgiyi öğrenmek ve etrafınıza sevgi tomurcukları saçmakla vazifelisiniz. Her hayrın her mutluluğun başı Allah sevgisidir. 7 safha 4 teslimden oluşan bir dizaynda; Allah'a daha çok daha çok severek yaklaşırsınız. Sonunda sevgi aşka dönüşür. Aşk daha öteye geçer, hayranlığa dönüşür. Allah'ı seven, insanları mutlaka sever. Bir gül bahçesi olmalısınız; birbirini seven, sayan, birbirini mutlu etmeye kendini adamış insanlar... İşte mürşidin görevi, size sevgiyi öğretmek, sizi sevgi ehli kılmaktır.

Bundan 14 asır evvel sahâbe, Nebîler Sultanı Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e tâbî olmadan evvel sevgiyi bilmiyorlardı. Bildikleri şey nefretti. Aralarındaki kan davaları sebebiyle insan öldürmekte sakınca görmeyen, hatta bunu şeref meselesi yapan, kız çocuklarını diri diri toprağa gömen, defaatle kervan soyan, fal oklarına bakan, her gün sarhoş olan bir topluluktu.

Allah’ın sevgisidir ki, Allah Resûl'ü (S.A.V) Efendimizin sevgisidir ki, o sahâbeyi bulundukları cehennemin en derin çukurlarından aldı, dünyadaki en üstün insanların arasına ulaştırdı. Sahâbenin en büyük hasleti neydi diye sorarsanız, sevgidir derim. Neden? Çünkü kesin delillerim var. Allahû Tealâ Âli İmrân-119'da diyor ki: “Ey sahâbe! Onlar size buğzettiği halde (sizi işkence ettikleri, öldürdükleri halde) siz onları seversiniz. Çünkü siz Kitab’ın bütününe îmân edersiniz.”

Allahû Tealâ'nın kâinatı O’nun sevgisiyle var ettiği son nebî, Nebîler Sultanı Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimiz’dir. O’ndan sonra bir daha nebî gelmeyecek. Ama size sevgiyi öğretecek olan Allah’ın velî resûlleri, velî mürşidleri kıyamete kadar her kavimde var olacaktır. Allah’a ulaşmayı dileyip hacet namazı ile mürşidinizi Allah’tan sorarak sevgiyi öğrenenlerden olmanızı Efendimizin himmetiyle Yüce Rabbimizden diliyoruz. Sizleri çok ama çok seviyoruz, kalbimizden…

www.ibrahimlive.com

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.